YOLDA OLMAK: ANT - 083 OVACIK DAĞI RİNG TURU

Rotaları aşağıda paylaşılmış olan wikiloc sitesinden telefonunuza yada GPS cihazınıza yükleyerek daha detaylı inceleyebilirsiniz. Telefonunuza yüklemek için buradan yardım alabilirsiniz!!!

Bir yılı aşkın bir süredir rota çalışmasını yapmış, ancak bu hafta gitmeye imkan bulabildiğimiz bir parkurdur. Rotayı bu yönde mi yoksa tersten mi yapma konusunda oldukça ikilem de kalmışızdır. Bu yönde dik rampaları birden çıkarak, dönüş yönünde uzun inişle devam ediyordu. Ancak bu yönde ki Köprülü Kanyon ile Karataş Köyü arasında ki yol durumu hakkında hiçbir fikrimizin olmayışı nedeniyle bu bölümü günün ilk saatlerinde tamamlayarak, zaman ve kondisyon durumuna göre kalan parkura göre hareket etme şansımız olacaktı. Dolayısıyla bu bölüm dışında ki rotanın geçtiği bölgelerden farklı zamanlarda ki rotalarımız da geçmiş ve bilgi sahibi idik. Bilinmeyen ilk bölümü gün başında tamamlayarak kendimizi güvene almış olacaktık.

Rotaya Karataş Köyünde aracımızı terk ederek orman yolundan giriş yapıyoruz. Daha parkurun başlangıcında, yağmur sularının geçtiği dere yataklarında ıslah çalışmaları ile karşılaşıyoruz. Karataş köyüne yakın bir kaç bölgede halen beton dökme işlemi devam ettiğinden, orman yolu araç geçişine kapalı durumda idi. Bisikletlerimizi sırtlayarak geçebiliyoruz anacak bu noktalardan araç geçişi kesinlikle imkansızdır. Oldukça bozuk ve taşlık bir orman yolunda aniden dikleşen yol üzerinde ilerleyişimiz bir kaç kilometre devam ediyor. Bir süre orman içerisinde hiç bir manzara göremeden, kızılçam ağaçları hapsinde ilerliyoruz. Yükseldikçe zaman zaman Meşe ağaçları kendini göstermeye başlıyor. Ovacık Dağının ağaçların arasından görünmeye başladığı anlarda yavaş yavaş sağ tarafımızda ki manzara da açılmaya başlıyor ve Serik havzası ortaya çıkıyordu. Yaklaşık 10 kilometre sonunda bozulan ve dikleşen yol ile tırmanış bölümünün ilk zirvesine ulaşıyoruz. Karşıda ki Dumanlı Dağları görsel güzelliklerini sergiliyor olsa da, doyurucu bir Köprülü Kanyon manzarası göremiyoruz. Zaman zaman ağaçların arasından Köprüçay kendini gösteriyor olsa da doyurucu bir güzellik oluşmuyor. Yer yer çakıllarla kaplı yolda dikkatli bir şekilde Karabük Köyüne ulaşarak Köprülü Kanyon bölgesine giriyoruz.

Köprüçay’ın turkuaz rengi eşliğinde öğle yemeğini yiyerek zaman kaybetmeden yola koyuluyoruz. Geride kalan 1000 metrelik tırmanıştan sonra, yeni bir 1000 metrelik Yeşilvadi köyü tırmanışı daha bizi beklemekte idi. Karabük köyünün dar sokakları arasından girdiğimiz orman içerisinde yavaş yavaş yükselmeye başlarken dar bir vadi içerisine giriyoruz. Burada, bir kaç nokta da ıslah çalışmaları devam ederken yol araç trafiğine kapatılmıştı. Vadinin derinliklerine ilerledikçe dikleşen orman yolunda azalan enerjimiz ve yorulan kaslarımızla oldukça zorlu bir tırmanışla karşı karşıya kalıyorduk. Her dönemeçten sonra yeni bir tırmanış bizi karşılıyor ve kaslarımızı yakmaya başlıyordu. Ne zaman ki 850 metre rakıma ulaştık bir süre rahatlıyoruz. Yeşilvadi köyüne kadar zaman zaman hafif eğim kaybederek ilerleyişimiz devam ediyor. Artık orman yolundan ayrılarak Demirciler köyüne döndükten sonra asfalt yolda bir süre daha tırmanışla devam ediyor ve Demirciler köyüne kadar rüzgarı göğüsleyerek inişe geçiyoruz. Havanın kararmaya yüz tuttuğu zamanlarda Etler köyü içerisinden geçerek Karapınar Şelalesinin yakınında yine bir orman yoluna girerek Karataş Köyüne kadar ilerleyerek aracımıza ulaşıyoruz. Bu orman yolu da oldukça bozuk ve risklidir. Pek çok ayrılan orman yolları mevcuttur. Hatta bir noktada çizdiğimiz rotadan sapmış ve uydu görüntüsünden takip ettiğimiz farklı bir yoldan devam ederek ana yola ulaşabildik.

Parkur genel itibariyle çok uzun olmasa da, 1000 rakımlara iki defa çıkmak oldukça yorucu ve eziyetli oluyor. Dolayısıyla parkuru tamamlamış olmanın mutluluğunu yaşarken, bu rota yapılmalı mıydı diye sorgulamaktan da kendimizi alamıyoruz.