İŞİNİZE YARAYABİLİR TIKLAYINIZ! .mail: info@yabanhikayesi.com
HARİTALAR
Wikiloc : bisikletrotalari

Yayınlar, fotoğraflar ve içerikler izinsiz kullanılamaz!!!

2 Mayıs 2018 Çarşamba

ÜZÜMDERE KANYONU - MELAS VADİSİ BİSİKLET TURU

Rotaları aşağıda paylaşılmış olan wikiloc sitesinden telefonunuza yada GPS cihazınıza yükleyerek daha detaylı inceleyebilirsiniz. Telefonunuza yüklemek için buradan yardım alabilirsiniz!!!




İLÇELER OTOGARI

Bir hafta sonu kampı için yine rota çalışmaları ve kamp hazırlıkları yapılıyor. Yeni bir rota da, farklı bir doğa ve manzaralar görebilmenin heyecanı sarıyor tüm bedenimizi. Heyecanla geçen uykusuz bir gecenin sonunda gün ağarmadan önce düşmek var yollara. Daha önce ki deneyimlerimizden dolayı, hem ulaşımın kolay olduğu  hem de bizim için keşfedilecek pek çok rotaların olduğu, Akseki ve Gündoğmuş parkurlarını tercih ediyoruz. Hangi rotaya gideceğimizi, otogardan bineceğimiz araç belirleyecekti. Akseki, Gündoğmuş ve Tekirova bölgesinde olmak üzere, 3 farklı noktada rota hazırlıkları yapılmıştı. Eğer otobüse binme imkanı bulamaz isek, Tekirova'ya pedal basarak Maden Koyunda kamp atacaktık.

Bir kaç gündür yavaş yavaş kamp için hazırlıkları ve eksikleri tamamlamış, haftanın son mesai gününün bir an önce bitmesini ve akşam son hazırlıkları da tamamlayarak yola çıkmanın heyecanını yaşamaktaydım. Tüm hazırlıklarım ve planlarım yalnız gideceğim yönünde idi. Rotanın ve ulaşım durumunun belirsizliği nedeniyle kimseye haber vermemiştim. Fakat öğle saatlerinde gelen telefonla Cevat arkadaşım da sürpriz bir şekilde plana dahil oluyordu. Akseki ve Gündoğmuş ilçelerine, transit tarzında ki araçlar hizmet vermektedir. Dolayısıyla bazı araçların bagajı küçük olmakla birlikte, yolcu durumuna göre bisiklet yüklemek sorun yaratabilmektedir. Ancak bizi ilçeler otogarında, Akseki'ye gidecek araç sahibi Kemal BAŞGÖR kardeşim karşılıyor. Aracın bagajının oldukça dar olmasına rağmen, güler yüzü, temiz yüreği ve tüm içtenliğiyle hiç tereddüt etmeden bisikletlerimizi yükleyebilmek için bizimle birlikte elinden gelen tüm gayreti gösteriyor. Her olasılığı deneyerek bisikletleri yükleyebilmek için çaba harcıyoruz. Ön ve arka tekerleri de sökerek, bir tanesini koltukların altına, diğerini de koltukların arkasına dikerek zar zor sığdırabiliyoruz. Saatimiz geldiğinde hareket ederek, yolda binen diğer yolcularla tüm koltuklar dolmasına ve bagaj yükü olmasına rağmen, çözüm üreterek kimseyi zor durumda bırakmadan ve mağdur etmeden Kemal kardeşim yolculuğu tamamlıyor. Olur da bir gün yolu düşüp benzer bir durumda gidecek olursanız, Kemal BAŞGÖR'ü arayınız (05056810922), sizin için muhakkak bir çözüm üretecektir.

Akseki Ateş Tur araç telefonları

Akseki'den başlıyor tekerimiz dönmeye. Antalya'dan İç Anadolu'ya açılan trafiğin en yoğun olduğu karayollarından bir tanesinin üzerindeyiz. Yol çoğunlukla gidiş geliş 2 şerit olarak, yoğun bir trafikle ve hızlı bir şekilde akmaktadır. Cevizli yol ayrımına kadar oldukça tedirgin olduğumuz bu trafik içerisinde çaresizce gitmek zorunda kalıyoruz. Her ne kadar bu durum hoşumuza gitmese de, yolda olmak ve keşfetmek üzere yol almak her türlü güzel ve mutluluk verici.




Etrafımızı sarmalayan zirveler arasında ilerliyorduk ki, her turun olmazsa olmazlarından olan bir aksilik yine bırakmıyordu yakamızı. Bir anda bisikletin dengesinin bozulmasıyla beraber istemsizce haykırıyordum "Has...tiirrrrrr". O anda gelen bir aracın olmaması isi büyük bir şanstı. Bisiklet dengeyi kaybediyor, gidon avuçlarımın arasında titremeye başlıyor ve tekerlekler yalpalayarak dönüyordu. Bisikletin dengesi öyle bozuluyor ki, üzerinde durmak neredeyse imkansız bir hal alıyordu. Kamp yükleri, bu durumun biraz daha tehlikeli bir duruma gelmesinde büyük rol alıyor. Böyle durumlarda firen sıkmaktan bile itina eder duruma geliyorum. Panikle sert bir şekilde sıkılacak ön firenle birlikte taklalar atarak yere yapışabilirim. Bisiklet kontrolden çıkarak ilerlemeye devam ederken, emniyet şeridinde tutmakta zorlanıyordum. Hafif hafif sıktığım frenlerle, bisikleti dengede tutabilmek ve durdurabilmek için olanca gayreti gösteriyordum. Ve sonunda kazasız belasız bir şekilde emniyet şeridinde kalarak tedirgin ve korkmuş bir şekilde durabilmiştim. Ön teker patlamıştı. Hemen yol dışına çıkarak tamir etmek üzere tekeri söküyoruz.



 Riskli olduğu kadar keyifle tırmandığımız tatlı rampalardan sonra Cevizli yoluna saptığımızda hem trafik bitiyor hem coğrafya tamamen değişiyordu. Rengarenk çiçeklerle bezenmiş geniş düzlükler arasında uzanan nefis bir yol manzarasında ilerlemeye başlamıştık. Neredeyse hiç bir aracın geçmediği, kuş seslerinin hakim olduğu ıssız ve huzurlu bir ortamda bisiklet biniyorduk. Yol boyunca sürekli doğal kaynak suları bulunuyordu. Neredeyse her su kaynağı aralıkları görüş mesafesinde idi. Yeşilin her tonu arasında, etrafı dağlarla çevrilmiş, yemyeşil geniş tarım arazilerinin bir yanında yüzünü güneye dönerek yerleşmiş olan Cevizli'ye ulaşıyoruz. Köy meydanında kısa bir mola veriyor ve çaylarımızı yudumlarken tüm yorgunluğumuzu atıyoruz. Edindiğimiz bilgiye göre, 1930 yıllarında çıkan yangınla neredeyse köyün tamamı yanmış. Çaresiz ve evsiz kalan köy halkına, ATATÜRK tarafından yüklü bir miktar para gönderilerek tüm evlerin yenilenmesini sağlayarak, halkın mağduriyeti giderilmiş. Tek katlı ve düğmeli yapılarla tüm köy yeniden kurulmuş. Sonradan dahil edilen ikinci katlar ve betonarme yapılarla birlikte köy bugünkü durumuna gelmiştir. Bir çok düğmeli evler halen ayakta kalabilmiş ve kullanılmakta iken, bir kısmı da bakımsızlıktan yenilenmiştir.


Cevizli Düğmeli evleri

Düz ovada ki tarım arazileri arasında ilerlerken Cevizli köyünü geride bırakıyor ve Kanyona doğru ilerliyoruz. Bir süre sonra uzun ve dik rampa inişleri ile Üzümdere Kanyonunun tabanına ulaşıyoruz. Milli Park tabelasının bulunduğu köprüyü geçerek, çınar ağaçlarının sarmaladığı yolda ilerlemeye başlıyoruz. Dere suyunun neredeyse tamamı karşı kayalıkların arasında ki mağaradan geliyordu. Yolun karşı tarafında ve ağaçların arasında olduğu için hem ulaşamıyoruz hemde net bir şekilde görüntü alamıyoruz. Ancak akan suyun büyük bir bölümünün buradan çıktığı anlaşılıyor.




Huzurlu ve keyifli bir yol üzerinde, etrafımızı çevreleyen yüksek kayalık vadinin ortasında devam ediyoruz. bir süre sonra, önü kesilen suyun küçük bir havuz oluşturduğu, ağaçların altında kamp için uygun düz alanların olduğu çok güzel bir bölgeye ulaşıyoruz. O anlar rüya gibiydi. Her şey çok güzel ve huzurlu bir ortam idi. Suyun içinden karşıya geçen bir yol vardı. Ağaçların gölgesinde bir kaç kişi vardı. Yaşlı bir amca dereden tuttukları alabalıkları temizliyor, başka bir tanesi hala balık tutmaya devam ediyor, diğeri ise ateşin közünde balık pişirmekle meşguldü. Bu büyülü manzara karşısında donup kalıyoruz.






Bir ara Cevat, bugün burada kalalım diyor. Rotayı düşünüyorum, geride kalan kilometreler ve planladığımız kilometreleri hesaplamaya çalışıyorum. Biraz kafam karışıyor. Bu noktada kamp atmayı hiç planlamadığım için, rota üzerinde değişiklik yapmak ve yeniden planlamak gerekiyordu. Ancak bu cennet gibi mekanda da kamp atmadan geçip gitmek olmazdı. Bu güne kadar hiç böyle bir şey yapmamıştım. Genelde planladığım rotaya sadık kalır, kamp için hesapladığım kilometrelerde ki en güzel manzaraya sahip olan uygun bir noktada kamp atardım. Belki de bu güne kadar ki kamplı turlarım da ilk defa böyle bir şey oluyordu.




Derhal ortamı keşfe koyuluyor ve kamp için uygun bir yer bakıyoruz. Çınarların altında yeşillik düz bir alanı gözümüze kestiriyor ve kampımızı kuruyoruz. Bir taraftan da öğle yemeği için ayaküstü  bir şeyler atıştırıyoruz. Akşam yemeği için gerekli malzemelerimiz vardı. Ancak menümüze, hemen yanımızda akan dere üzerinde bulunan Alabalık çiftliğinden bir kaç balık da dahil ediyoruz. Kamp ateşiyle birlikte huzurlu ve keyifli bir akşam geçiriyoruz. Bu güzergahtan fazla gelip geçen olmuyor. Gece boyunda sadece 2 tane araç geçiyor. İlerleyen saatle birlikte  çadırlarımıza çekiliyoruz.



Ve bu günün ve ortamın laneti başlıyor. Tuluma girmek için, üzerimi değiştirdiğim sırada bacağım kaşınıyor. Pantolonu çıkarttığımda ise diz bölgemi ısıran kene avucumun içinden yuvarlanarak matın üzerine düşüyordu. Dakikalarca tedirginlik içerisinde arıyorum. Ama nafile, koyu renkli tulum ve elbiselerin arasında bir türlü bulamıyorum. Çadırın içinde dağılmış olan kıyafetleri hemen çantalara koyuyorum. ortalıkta arasına girip saklanabileceği hiçbir eşya bırakmıyorum. Güzel ve mutlu bir günün sonunda, huzursuz ve tedirgin bir uykuya dalmaya çalışıyorum. Böyle bir gün bu şekilde sonuçlanmamalıydı, bu şekilde bitmemeliydi. Her şey o denli güzel ve huzurlu iken bu lanet kene de nereden çıkmıştı.



Tedirginlik içinde gece boyunca sürekli uyanıyor ve huzursuz bir uyku geçiriyorum. Gün aydınlanmaya başladığında kalkıp kahvaltı hazırlıklarına başlıyorum. Cevat'ın çadırdan henüz ses çıkmıyordu. Belli ki hala yatıyordu. Her şey hazır olduğunda kahvaltı için çağırıyorum. Bir kaç dakika sonra, çadırın tentesi üzerinde duran bir kaç tane haşerenin ne olduğuna bakmam için beni çağırmıştı. Doğa da genellikle örümcekler ve sinekler, çadırın iç tentesine tırmanarak tavan bölgesinde toplanırlardı. Örümcek olup olmadığını sorduğumda ise, daha çok keneye benzediği cevabını alıyordum. Aynı bölgede görebildiğimiz 3-4 tane farklı boylarda kene vardı. Onları alabilmek ve çadırdan uzaklaştırabilmek için etrafta bir şeyler ararken Cevat yere düştüklerini söylüyor. Bunun üzerine tedirginliğimiz daha da artıyor. Bir an evvel kahvaltımızı yaparak, kampı toplayıp kenelerin lanetini geride bırakarak bölgeden uzaklaşmak istiyoruz.


Üzümdere Düğmeli evleri 

Üzümdere Kanyonu son anları
İbradı - Akseki rampası




Rotayı tekrar gözden geçiriyor ve yeniden planlıyoruz. Erken attığımız kampla birlikte, hedeflenen rotanın tamamını yapmamız artık mümkün değildi. Üzümdere Kanyonundan sonra, önümüzde zorlu bir rampa vardı. Antalya'ya dönüş için en son şansımız,  Akseki'den 17:00 'de kalkacak olan dolmuş vardı. Kemal ile o dolmuşa binmek üzere anlaşmıştık. Ancak planımızı biraz da bu rampayı bitirdiğimiz anda ki saat dilimi belirleyecekti. Cevat önde ben arkada kaplumbağa hızıyla tepeye ulaşıyoruz. Rampayı bitirdikten sonra Akseki yol ayrımına bir kaç kilometrelik düz bir yolumuz vardı. Saat henüz 12:00 olmuştu ve bir kaç saat daha bisiklet binmek için vaktimiz vardı. Fakat Cevat, artık devam etmek istemediğini ve Akseki de tamamlayarak Antalya'ya döneceğini belirtiyordu. Her şeye rağmen, buraya kadar gelmişken, Melas Vadisinin Menteşbey taraflarını, az da olsa görmeden dönmek istemiyordum. Akseki anayol ayrımında Cevat ile ayrılıyoruz. Menteşbey köyü yoluna dönerek Melas Vadisine doğru yöneliyorum. Yol kenarına kurulmuş olan güneş panelleri dikkat çekiyordu. Kulübenin önünde sohbet eden bir kaç kişiye şakın ve meraklı bakışları eşliğinde yaklaşıyorum. Suyum azalmış ve güneşe karşı tırmandığımız rampada içim yanmıştı. Selam vererek duruyor ve bisikleti duvara yaslıyorum. Yudumladığımız çaylarla birlikte kısa bir sohbetin ardından ayrılıyorum. İkram edilen iki bardak çay tüm yorgunluğumu alarak tarifsiz bir rahatlama hissi vermişti. Zorlu rampalardan sonra keyfim ve moralim yerine gelmişti.

Oldukça ıssız ve sessiz bir yolda, tepelerin arasında ilerlemeye başlamıştım.  Issızlıktan nadir olarak ürperdiğim ortamlardan bir tanesi de burası oluyordu. Genellikle doğada ki sessizlik ve ıssızlık keyif verirken, etrafın tepelerle çevrili olması ve gökyüzünden başka hiçbir manzaranın görünmüyor oluşu ürperme duygusunu tetikliyordu. Bu arada yol sürekli olarak inişle devam etmekte idi. Neredeyse hiç pedal basmadan ilerliyordum. Ama bir taraftan da bu inişlerin iyiye işaret etmediğini düşünmeye başlamıştım. Her iniş genelde zorlu tırmanışlara çıkardı. Bir süre sonra ortamın ıssızlığına alışarak keyif almaya başlamıştım. Bir kaç fotoğraf ta çektikten sonra, etrafı incelemeye başlamıştım. Bir süre sonra ormanın ortasında etrafı çevreleyen mezarlığın arasında ki yol ayrımına gelmiştim. Yolun sağında ki şadırvandan buz gibi kaynak suyu akıyordu. Yükselen güneşle birlikte oldukça sıcaklamış ve terlemiştim. Buz gibi soğukluğu iliklerime kadar hissederek kafamı suya sokuyorum. Kanarak içtiğim çok lezzetli bir suyu vardı.
Melas Vadisi Menteşbey Köyü aşağılarda

Rotayı kontrol ederek, en solda bulunan ve oldukça dik bir rampa ile devam eden yol ile devam etmek zorunda kalıyorum. Normal şartlarda, aşağıda ki Menteşbey Köyü çevresinde uygun bir yerde kamp atmayı hedeflemiştik. Kısa ama zorlu bir rampayı geride bırakarak tepenin diğer tarafına geçtiğimde Melas Vadisinin muhteşem manzarası sağ tarafımda kalıyordu. Oldukça büyülü ve eşsiz bir manzara vardı. Karış karış gezmek ve her noktasını tek tek keşfetmeyi isterdim. Ancak şu an için maalesef o kadar vaktim yoktu. Melas Vadisi manzarasına karşı, meyve ağaçları arasında konumlanmış olan Minareli köyünü geçerek, manzaraya karşı güzel bir noktada öyle yemek molası veriyorum.


Melas Vadisi

Melas Vadisinin büyülü manzarasını geride bırakarak Cendeve köyü üzerinden anayola ulaşıyorum. Bu noktada hızla akan trafikte, yol kenarında otobüslerin durabileceği uygun bir ortam yoktu. Dolayısıyla Murtiçi'ne kadar bisikletle devam etmek zorunda kalıyorum. Anayol üzerinde trafik öyle yoğun ve hızlı akıyor ki, kesinlikle bisiklet binmek için güvenli değil. Mecburen binmek zorunda kaldığım bu bölgede ki rota planlamalarında bu durumu kesinlikle göz önünde bulundurmak gerekiyor.
 



NOT: Kısaca parkuru değerlendirmek gerekirse, Üzümdere Kanyonuna kadar pek çok noktada su kaynağı mevcut iken, sonra ki rota üzerinde nadir olarak su kaynağı mevcuttur. Kamp için çok güzel ve uygun noktalar mevcuttur. Ancak Antalya çevresinde keneleri en yoğun olarak gördüğümüz bölge olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.


Zorluk Derecesi :Toplamda 92km. olan, ORTAZOR bir parkurdur.
Maksimum Rakım :Bisikletle çıkılan maksimum rakım 1350 metredir.
Toplam Tırmanış: Bisikletle çıkılan toplam tırmanış 2000 metre civarındadır. 
Hangi mevsimde yapılır:  Kış ayları ve yağışlı havalar haricinde her zaman yapılabilir.
Bisiklet Seçimi :MTB ve Dişli lastiklere sahip şehir bisikleti için uygundur. 
Yol Yapısı :Tamamına yakını asfalt  parkurdur. 
Başlangıç Noktası : Akseki.
Bitiş Noktası :Murtiçi.
Su Kaynakları : Rota boyunca su kaynakları ve çeşmeler mevcuttur. 
Alış-Veriş Alanları : Cevizli köyünde her türlü market, bakkal ve lokantalar mevcuttur. .      
Konaklama : Kamp için uygun bölgeler mevcut ise de güvenlik tedbirleri almakta fayda vardır. 
DİKKAT!!! Herhangi bir kaza riskine karşılık kesinlikle en az iki kişile gidiniz ve bir yakınınıza gideceğiniz konumu bildiriniz!!!




Google Maps Harita Görüntüsü



Powered by Wikiloc
GPS ve rota verilerini buradan indirerek daha detaylı inceleyebilirsiniz...

Başka bir rotada görüşmek üzere...

Sevgiyle Pedalla ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder